Kürtaj Hakkında Her Şey: Tıbbi, Yasal ve Psikolojik Boyutlarıyla Kapsamlı Bir Rehber

Kürtaj, yani gebeliğin tıbbi yöntemlerle sonlandırılması, dünya genelinde ve Türkiye’de üzerinde en çok konuşulan, tartışılan ve aynı zamanda en çok yanlış bilgiye maruz kalan konulardan biridir. Toplumsal, ahlaki, dini ve bireysel açılardan pek çok farklı yoruma açık olan bu konu, özünde bir sağlık hizmetidir. Bu makalenin amacı, kürtajı bir tabu olmaktan çıkarıp, bilimsel ve yasal gerçekler ışığında, bütüncül bir bakış açısıyla ele almaktır. İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılmasından, anne sağlığını korumaya yönelik tıbbi zorunluluklara kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsayan bu prosedürü tüm yönleriyle inceleyeceğiz.

Kürtaj Nedir? Terminoloji ve Tanımlar

En temel tanımıyla kürtaj, rahim (uterus) içerisindeki gebelik ürününün (embriyo veya fetüs, plasenta ve diğer dokular) cerrahi veya medikal yöntemlerle alınarak gebeliğin sonlandırılması işlemidir. Halk arasında genellikle “çocuk aldırma” gibi duygusal yüklü bir tabirle anılsa da, tıbbi terminolojide “küretaj” kelimesi aslında “kazımak, temizlemek” anlamına gelir ve sadece gebelik sonlandırma için değil, farklı jinekolojik durumlar için de kullanılan bir prosedürdür.

Kürtaj, uygulanma nedenine göre temel olarak ikiye ayrılır:

  1. İsteğe Bağlı (Elektif) Kürtaj: Herhangi bir tıbbi zorunluluk olmaksızın, kişinin kendi kararı ve isteği doğrultusunda, yasal sınırlar içerisinde gebeliğin sonlandırılmasıdır.
  2. Tıbbi (Terapötik) Kürtaj: Gebeliğin devamının annenin hayatı veya sağlığı için ciddi bir risk oluşturduğu (örneğin şiddetli kalp hastalığı, kanser tedavisi gerekliliği gibi) durumlarda veya bebekte yaşamla bağdaşmayacak düzeyde ağır bir anomali (doğumsal sakatlık) tespit edildiğinde yapılan kürtajdır. Bu tür kürtajlar için yasal süre sınırı farklılık gösterebilir.

Ayrıca, düşük sonrası rahim içinde kalan dokuların temizlenmesi için yapılan işleme revizyon küretajı veya rest küretaj, rahim içinden teşhis amaçlı doku örneği alınmasına ise probe küretaj adı verilir. Bu makalenin odak noktası, isteğe bağlı gebelik sonlandırma olacaktır.

Türkiye’de ve Dünyada Kürtajın Kısa Tarihi

Kürtaj uygulamaları, insanlık tarihi kadar eskidir. Antik Mısır, Yunan ve Roma metinlerinde gebeliği sonlandırmak için kullanılan çeşitli bitkisel karışımlardan ve ilkel cerrahi yöntemlerden bahsedilmektedir. Ancak bu yöntemler son derece tehlikeli ve ölümcüldü. 20. yüzyılın ortalarına kadar kürtaj, dünyanın pek çok yerinde yasa dışıydı ve “merdiven altı” olarak tabir edilen, hijyenik olmayan, tehlikeli koşullarda yapılıyordu. Bu durum, enfeksiyon, kanama, rahim delinmesi ve septik şok gibi nedenlerle milyonlarca kadının hayatını kaybetmesine veya kalıcı sağlık sorunları yaşamasına neden oluyordu.

Modern tıp ve anestezi tekniklerinin gelişmesi, özellikle de vakum aspirasyon yönteminin keşfi, kürtajı çok daha güvenli bir tıbbi prosedür haline getirdi. Bu gelişmeler, kadın hakları hareketlerinin yükselişiyle birleşerek birçok ülkede kürtajın yasallaşmasının önünü açtı.

Türkiye’de ise durum 1983 yılına kadar benzerdi. Kürtajın yasak olması, kadınları sağlıksız ve tehlikeli yöntemlere itiyordu. Anne ölümlerinin önemli bir kısmının bu “merdiven altı” kürtajlardan kaynaklandığı tespit edilince, toplum sağlığını korumak amacıyla önemli bir adım atıldı. 27 Mayıs 1983’te kabul edilen 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile kürtaj, belirli koşullar altında yasal hale getirildi. Bu kanun, Türkiye’de kadın sağlığı ve üreme hakları alanında bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.

Kürtajın Tıbbi Yöntemleri: Ne, Nasıl Yapılır?

Günümüzde kürtaj, modern ve güvenli tıbbi tekniklerle gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de en yaygın olarak kullanılan ve altın standart kabul edilen yöntem vakum aspirasyon yöntemidir.

  1. Vakum Aspirasyon (Vakumlu Kürtaj): Bu yöntem, gebeliğin 5. haftasından yasal sınır olan 10. haftaya kadar güvenle uygulanabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da en güvenli yöntem olarak tavsiye edilmektedir. İşlem adımları şu şekildedir:
  • Hazırlık ve Anestezi: İşlem öncesinde ultrason ile gebelik haftası net olarak doğrulanır. Hastanın tıbbi geçmişi değerlendirilir. İşlem genellikle sedasyon adı verilen hafif bir genel anestezi altında yapılır. Bu, hastanın uyku halinde olmasını, ağrı veya rahatsızlık hissetmemesini sağlar. Alternatif olarak sadece rahim ağzının uyuşturulduğu lokal anestezi de bir seçenektir.
  • Serviksin Genişletilmesi (Dilatasyon): Rahim ağzı (serviks), “buji” adı verilen ince çubuklarla veya ilaçlarla nazikçe birkaç milimetre genişletilir. Bu, kanülün rahim içine rahatça girebilmesi için gereklidir.
  • Aspirasyon: Rahim içine, gebelik haftasına uygun kalınlıkta, tek kullanımlık, steril ve esnek bir plastik boru olan kanül yerleştirilir. Kanülün diğer ucu, negatif basınç (vakum) oluşturan özel bir enjektöre (manuel vakum aspirasyon – MVA) veya bir makineye (elektrikli vakum aspirasyon – EVA) bağlanır. Oluşturulan nazik vakum sayesinde rahim içeriği emilerek boşaltılır.
  • Son Kontrol: İşlem bittikten sonra doktor, ultrason ile rahim içinin tamamen boşaldığından emin olur. Tüm prosedür genellikle 5 ila 15 dakika arasında sürer.

Vakum yönteminin klasik kazıma (küretaj) yöntemine göre en büyük avantajları; rahim duvarına metal aletle temas edilmediği için rahim delinmesi veya rahim içi yapışıklık (Asherman Sendromu) riskinin çok daha düşük olması, kanamanın daha az olması ve işlemin daha kısa sürmesidir.

  1. Dilatasyon ve Küretaj (D&C): Bu, daha eski bir yöntemdir. Rahim ağzı genişletildikten sonra, “küret” adı verilen metal, kaşık benzeri bir aletle rahim duvarının kazınarak temizlenmesi esasına dayanır. Vakum yöntemine göre daha invaziv (travmatik) olduğu için günümüzde isteğe bağlı gebelik sonlandırmada ilk tercih değildir. Genellikle biyopsi almak veya inatçı rahim içi kalıntıları temizlemek için kullanılır.
  2. Medikal Kürtaj (İlaçla Düşük): Bu yöntemde, cerrahi bir müdahale olmaksızın, ilaçlar kullanılarak gebelik sonlandırılır. Genellikle iki farklı ilacın belirli aralıklarla alınmasıyla düşük başlatılır. Bu yöntem, gebeliğin çok erken haftalarında (genellikle 7-9 haftaya kadar) etkilidir. Ancak Türkiye’de medikal kürtaj için kullanılan bu ilaçların ruhsatı bulunmamaktadır ve yasal olarak satışı yapılmamaktadır. Bu nedenle, internet üzerinden veya yasa dışı yollarla temin edilmeye çalışılan bu ilaçlar, eksik düşüklere, durdurulamayan kanamalara ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden kesinlikle uzak durulması gerekir.

Türkiye’de Kürtajın Yasal Çerçevesi

2827 sayılı kanun, kürtajın yasal sınırlarını net bir şekilde çizmiştir. Bu kurallara uyulması hem hasta hem de hekim için yasal bir zorunluluktur.

  • Yasal Süre: İsteğe bağlı gebelik sonlandırma için üst sınır, son adet tarihinin ilk gününden itibaren hesaplanmak üzere gebeliğin 10. haftasının sonudur. 10 haftayı geçen gebelikler, tıbbi zorunluluk olmadıkça sonlandırılamaz.
  • Rıza ve Onay:
    • 18 yaşından büyük ve bekar kadınlar: Kendi yazılı rızaları ile kürtaj olabilirler. Başka kimsenin onayına ihtiyaç yoktur.
    • Evli kadınlar: Kendi rızalarına ek olarak eşlerinin de yazılı onayı gerekmektedir. Bu, kanunun en çok tartışılan maddelerinden biridir.
    • 18 yaşından küçükler (Reşit olmayanlar): Yasal vasilerinin (anne ve baba birlikte) izni zorunludur.
    • 15 yaşından küçükler: Bu durum, cinsel istismar şüphesi taşıdığından, yasal vasi iznine ek olarak durumun adli makamlara (savcılık) bildirilmesi ve mahkeme kararı alınması zorunludur.
  • Tıbbi İstisnalar: Gebelik 10 haftadan büyük olsa dahi, annenin hayatını tehdit eden bir durum varsa veya fetal anomaliler (bebekte yaşamla bağdaşmayan sakatlıklar) saptanmışsa, birden fazla uzman hekimin onayıyla hazırlanan bir sağlık kurulu raporu ile gebelik sonlandırılabilir.
  • Uygulama Yeri ve Yapan Kişi: Kürtaj, sadece Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olan doktorlar tarafından, hastane veya bu işlem için ruhsatlandırılmış tıp merkezi gibi uygun sağlık kuruluşlarında yapılabilir. Muayenehanelerde yapılması yasalara aykırıdır.

Kürtajın Riskleri ve Komplikasyonları

Yasal sınırlar içinde, steril koşullarda ve bir uzman hekim tarafından vakum yöntemiyle yapıldığında kürtaj, son derece güvenli bir tıbbi işlemdir. Riski, normal bir doğumdan veya bir sezaryenden çok daha düşüktür. Ancak her tıbbi müdahale gibi, nadir de olsa potansiyel riskler içerir:

  • Enfeksiyon (%1’den az): İşlem sonrası hijyen kurallarına uyulmazsa veya verilen antibiyotikler kullanılmazsa rahimde veya tüplerde enfeksiyon gelişebilir. Ateş, kötü kokulu akıntı ve şiddetli ağrı ile kendini gösterir.
  • Rahimde Parça Kalması (İnkomplet Aborsiyon) (%1-2): Gebelik materyalinin tamamının boşaltılamaması durumudur. İşlem sonrası geçmeyen, şiddetli ve pıhtılı kanamalara neden olur. Kontrol muayenesinde ultrason ile tespit edilir ve rahmin yeniden vakumla temizlenmesi (revizyon) gerekebilir.
  • Rahim Delinmesi (Perforasyon) (Çok nadir, ~%0.1): İşlem sırasında kullanılan aletlerin rahim duvarını delmesidir. Vakum yönteminde risk çok daha azdır. Genellikle küçük delinmeler kendiliğinden iyileşir, ancak büyük delinmeler cerrahi onarım gerektirebilir.
  • Asherman Sendromu (Rahim İçi Yapışıklık) (Çok nadir): Özellikle tekrarlayan ve sert D&C (kazıma) işlemleri veya enfeksiyon sonrası rahim duvarlarının birbirine yapışmasıdır. Adet miktarında azalma veya hiç adet görememe ile kendini gösterir ve kısırlığa yol açabilir. Vakum aspirasyon yöntemi bu riski minimuma indirir.
  • Anesteziye Bağlı Riskler: Her anestezi uygulamasında olan riskler (alerjik reaksiyonlar vb.) kürtaj için de geçerlidir, ancak günümüzdeki modern anestezi teknikleriyle bu riskler son derece düşüktür.

Unutulmamalıdır ki, en büyük risk “güvenli olmayan kürtajdır”. Yasa dışı, ehil olmayan kişilerce, hijyenik olmayan ortamlarda yapılan müdahaleler; durdurulamayan kanamalara, sepsise (kan zehirlenmesi), iç organ yaralanmalarına ve ölüme yol açabilir.

İşlem Sonrası İyileşme Süreci ve Psikolojik Etkiler

Fiziksel İyileşme: İşlem sonrası hasta, yaklaşık 1-2 saatlik bir dinlenmenin ardından taburcu edilir. İlk birkaç gün adet sancısına benzer kramplar ve lekelenme tarzında kanama olması normaldir. Doktorun verdiği ağrı kesiciler ve enfeksiyonu önlemek için antibiyotikler düzenli kullanılmalıdır. Yaklaşık 15-20 gün süreyle cinsel ilişkiden kaçınmak, havuza, denize veya jakuziye girmemek enfeksiyon riskini önlemek için kritik öneme sahiptir. Genellikle 1 hafta sonra yapılan kontrol muayenesi ile her şeyin yolunda olup olmadığı teyit edilir.

Psikolojik Boyut: Kürtaj, kadınlar için sadece fiziksel değil, aynı zamanda karmaşık bir duygusal deneyim olabilir. Bu deneyim kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Bazı kadınlar büyük bir rahatlama hissederken, bazıları üzüntü, suçluluk, kayıp veya pişmanlık gibi duygular yaşayabilir. Bu duyguların hiçbiri “yanlış” değildir. Kararın alındığı koşullar, sosyal çevre baskısı, kişisel inançlar ve hormonal değişimler bu süreci etkiler. Bu dönemde partnerin, ailenin veya arkadaşların desteği çok önemlidir. Eğer başa çıkmakta zorlanılan yoğun ve kalıcı olumsuz duygular yaşanıyorsa, bir ruh sağlığı uzmanından (psikolog veya psikiyatrist) destek almak, süreci sağlıklı bir şekilde atlatmaya yardımcı olabilir.

Sonuç: Bilinçli Karar ve Güvenli Sağlık Hizmeti

Kürtaj, bir doğum kontrol yöntemi değildir; istenmeyen bir gebelik durumunda başvurulan bir sağlık hizmetidir. En ideali, modern ve etkili doğum kontrol yöntemleri (doğum kontrol hapları, spiral, kondom vb.) kullanarak istenmeyen gebeliklerin en baştan önlenmesidir.

Ancak bir gebelikle karşı karşıya kalındığında, karar tamamen kadının kendisine aittir. Bu kararı verirken tüm seçeneklerin (gebeliğe devam etmek, evlatlık vermek, sonlandırmak) objektif bir şekilde düşünülmesi gerekir. Karar gebeliğin sonlandırılması yönünde ise, bu işlemin mutlaka yasal sınırlar içerisinde, steril hastane koşullarında, bir uzman hekim tarafından yapılması hayati önem taşır.

Kürtaj hakkı, temelde kadınların kendi bedeni ve geleceği üzerinde söz sahibi olma hakkıdır. Bu hakkın güvenli, yasal ve ulaşılabilir olması, sadece birey sağlığını değil, tüm toplumun sağlığını koruyan temel bir unsurdur. Bu hassas konuda doğru ve bilimsel bilgiye ulaşmak, verilecek kararın en sağlıklı şekilde alınmasının ilk adımıdır. Herhangi bir şüpheniz veya sorunuz varsa, başvuracağınız ilk ve tek kaynak bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmalıdır.

Muayenehane ortamında, anestezi altında kürtaj işleminin yapılabilir mi?

Türkiye mevzuatı ve Sağlık Bakanlığı uygulamaları açısından duruma göz atalım:

 

1. Yasal Zeminde Ne Diyor?

  • Türkiye’de kürtaj işlemi yalnızca Sağlık Bakanlığı onaylı sağlık kuruluşlarında ve uzman hekimler tarafından gerçekleştirilebilir
  • Ayrıca, muayenehanelerde kürtaj yapılması bazı durumlarda yasal düzenlemeler kapsamında mümkün görünse de, Sağlık Bakanlığı’nın 18 Nisan 2024 tarihli görüş yazısında “muayenehane şartlarında kürtaj işlemi uygun değildir” şeklinde bir değerlendirme yapılmıştır (İstanbul Tabip Odası).

Yani:

Muayenehanede kürtaj yapılması yasal düzenlemelerde açıkça mümkün olsa da (örneğin, Nüfus Planlaması Kanunu ve ilgili tüzükte bazı koşullar dahilinde izin verildiği belirtilse de), Sağlık Bakanlığı bu ortamın uygun olmadığını değerlendiriyor ve bu nedenle muayenehanede kürtaj işleminin sürdürülmemesi yönünde idari yaptırımlar uygulanabiliyor.

 

2. Anestezi ile Kürtaj: Ne Türü Mekân Gerekli?

  • Anestezi (genel veya lokal) ile kürtaj yapılması mümkündür. Lokal anestezi genellikle erken gebelik dönemlerinde ve rahim ağzı yeterince geniş olan kadınlarda; genel anestezi ise daha geniş endikasyonlarda tercih edilir (İstanbul Tabip Odası,
  • Bu tür anestezi uygulamaları, steril ve yeterli tıbbi donanıma sahip bir ortamda yapılmalıdır. Hastane veya benzeri sağlık merkezleri, bu tür yatkınlık, acil müdahale kabiliyeti ve sterilizasyon standartlarını sağlama noktasında daha uygun kabul edilir ( Türk Tabipleri Birliği).

Sonuç Olarak:

Özet tablo:

Kriter

Açıklama

Yasal dayanak

Kürtaj yalnızca onaylı sağlık kuruluşlarında yapılabilir; muayenehanede kısıtlı sindirilmeye çalışılsa da Sağlık Bakanlığı muayenehaneleri uygun bulmuyor.

Anestezi türü

Lokal ya da genel anestezi mümkündür, ancak bu işlemler mutlaka uygun tıbbi ve lojistik şartların olduğu bir ortamda —genellikle hastane/klinik— gerçekleşmeli.

Mevzuat ve uygulama

2827 sayılı Kanun ve ilgili tüzükler muayenehanelerde belirli koşullarda yapılabileceğini söylese de, Bakanlık görüşü ve idari uygulamalar buna ters düşmektedir.

 

Neden Önemli?

  • Hasta güvenliği: Anestezi sırasında ortaya çıkabilecek komplikasyonlar acil müdahale gerektirir; muayenehanelerde bu kapasite yeterince mevcut olmayabilir.
  • Yasal risk: Sağlık Bakanlığı’nın görüşü ve uygulamaları doğrultusunda hareket etmeyen hekimlere idari yaptırım uygulanabiliyor (İstanbul Tabip Odası, İstanbul Tabip Odası).
  • Operasyonel zorunluluklar: Steril alan, yeterli personel, acil müdahale birimi gibi özellikler hastane/kliniklerde daha sağlam şekilde sunulur.

Sonuç Olarak:

Muayenehanede hasta uyutularak kürtaj (anestezi altında) yapılması, ne Türkiye mevzuatı ne de Sağlık Bakanlığı’nın güncel görüşüne göre uygun bulunmamaktadır. Bu tür işlemler, genel hatta lokal anestezi altında ancak gerekli tıbbi koşulları sağlayan hastane ya da klinik gibi resmi sağlık kuruluşlarında yapılmalıdır.

Sağlık Bakanlığı’nın (18 Nisan 2024) Görüş Yazısı – Özet

Ana Vurgusu

“Anne sağlığını korumak ve hasta güvenliği açısından muayenehane şartlarında kürtaj işleminin yapılmasının uygun olmadığı” yönünde bir değerlendirme içerir.

• Bu görüş, İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü veya ilgili denetleyici kurumlar tarafından muayenehanede kürtaj işlemi yapan hekimlere “idari yaptırım” uygulanmasına dayanak olarak kullanılmıştır. Yani hem zaten var olan mevzuata hem de yerel uygulamalara etkili olmuş durumda. İstanbul Tabip Odası+1

Arkasındaki Hukuki Tartışma

Mevzuata Göre:

2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun (Md. 5),

Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük (Md. 3 ve 4),

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütme Yönetmeliği (Muayenehaneler başlıklı Md. 17),

gibi düzenlemeler, belirli koşullar sağlandığında ister muayenehane isterse hastane ortamında, gebeliğin ilk 10 haftasına kadar rahim tahliyesinin (kürtajın) yapılabileceğini açıkça öngörmektedir.

İstanbul Tabip Odası’nın Görüşü:

İTO, Sağlık Bakanlığı’nın bu görüş yazısının “yasalara üstün konumlandırıldığını” belirterek, yasama organının ve tüzüklerin öngördüğü yetkileri hekimlerden alıp engelleyen bir uygulama olduğunu savunmuştur. Yani Bakanlık görüşü ile yasanın düzenlediği alan arasında çelişki bulunduğunu ifade etmektedir. İstanbul Tabip Odası

İstanbul 12. İdare Mahkemesi’nin Kararı (9 Ocak 2025)

• İTO adına açılan davada, Mahkeme, idari yaptırım kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetmiş ve yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.

• Kararda şu gerekçeler öne çıkarılmıştır:

1 Mevzuatta muayenehane ortamında kürtaj yapılmasının yasaklandığı açıkça belirtilmemiştir.

2 “Sağlık tesislerinin denetimine” dair Yönetmelik’in (Md. 10/3) gerekçesi sağlanamamıştır; yani hastaların güvenliğinin nasıl tehlikeye gireceği açık şekilde ortaya konmamıştır.

• Böylece “sağlık açısından risk taşır” söylemi, somut belge veya bulgu ile desteklenmediğinden hukuken geçersiz sayılmıştır.

Tablo: Genel Bakış

Unsur

Özet

Bakanlık Görüşü (18 Nisan 2024)

“Anne sağlığı ve hasta güvenliği nedeniyle muayenehane koşullarında kürtaj uygun değildir.”

Mevzuat (Kanun, Tüzük, Yönetmelik)

Belirli koşullar sağlandığında muayenehanelerde kürtaj mümkün olabilir.

İTO’nun Görüşü

Bakanlığın görüşünün yasama organının yetkisini aşan ve

uygulamayı sınırlayan bir yaklaşım olduğunu savunur.

İdare Mahkemesi Kararı (9 Ocak 2025)

Bakanlık görüşüne dayalı idari yaptırım hukuka aykırı bulunmuş, yürütmesi durdurulmuştur.

Sonuç: Mevcut Durum

Bakanlık görüşü, muayenehanede kürtajın “güvenli olmadığını” savunarak bazı idari yaptırımlara yol açtı.

• Ancak hukuki zeminde, bu görüş yargı kararıyla sınırlandırıldı; çünkü uygulamanın yasallığı mevzuatta açıkça yer alıyor.

Geçerli mevzuat koşullar sağlanırsa, muayenehanelerde kürtaj yapılabilir—but her durumda anestezi, sterilite, personel, acil müdahale gibi kriterler sağlanmalı.

Add Your Comment

+90 505 848 53 55

Telefon

Özel Aritmi Osmangazi Hastanesi

Ulubatlı Hasan Blv. No: 48-62, Osmangazi, Bursa

drdenizsimsek@gmail.com

E-Mail

Doç. Dr. Deniz Şimşek © 2025