Bursa Endometrium (Rahim) Kanseri Tedavisi

Endometrium (Rahim) Kanseri Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey: Erken Teşhisin ve Doğru Tedavinin Gücü

Endometrium kanseri, kadın üreme sistemi kanserleri arasında en sık görülen türdür ve adını rahmin en iç tabakası olan “endometrium”dan alır. Rahim kanseri olarak da bilinen bu hastalık, özellikle menopoz sonrası dönemdeki kadınları etkilese de her yaşta görülebilir. Pek çok kanser türünün aksine, endometrium kanseri genellikle çok erken bir evrede, belirgin bir semptomla kendini gösterir. Bu durum, ona karşı en büyük gücümüzü oluşturur: Erken teşhis ve yüksek tedavi başarısı. Bu kapsamlı rehberde, endometrium kanserinin ne olduğunu, kimlerin risk altında olduğunu, o “önemli” belirtinin ne anlama geldiğini, nasıl teşhis ve tedavi edildiğini ve bu süreçte sizi nelerin beklediğini tüm detaylarıyla ele alacağız.

Endometrium Kanseri Nedir? Hücrelerin Kontrolsüz Yolculuğu

Rahmimiz (uterus), üç ana katmandan oluşur: En içte her ay adet kanamasıyla dökülen ve gebelikte bebeğin yerleştiği endometrium tabakası, ortada kaslardan oluşan ve doğum sancılarını sağlayan miyometriyum ve en dışta rahmi saran seroza tabakası.

Endometrium kanseri, adından da anlaşılacağı gibi, bu en içteki endometrium tabakasını oluşturan hücrelerin anormal bir şekilde, kontrolsüzce çoğalmaya başlamasıyla gelişen bir tümördür. Bu kontrolsüz çoğalan hücreler zamanla bir kitle (tümör) oluşturur. Tedavi edilmezse, bu kanserli hücreler önce rahmin daha derin katmanlarına (miyometriyum), ardından rahim dışına, lenf bezlerine ve kan damarları yoluyla vücudun uzak organlarına (akciğer, karaciğer, kemik gibi) yayılabilir (metastaz yapabilir).

Neyse ki, vakaların büyük çoğunluğu (%80’den fazlası) kanser sadece rahmin içindeyken, yani Evre 1‘de yakalanır ve bu da tam şifa şansını oldukça yükseltir.

En Önemli Alarm Zili: Belirtiler Nelerdir?

Endometrium kanserinin en sık ve en erken belirtisi, onu diğer birçok kanserden ayıran en önemli özelliğidir:

  • Anormal Vajinal Kanama: Bu, tüm belirtilerin en kritik olanıdır.
    • Menopoz Sonrası Kanama: Menopoza girmiş (12 ay veya daha uzun süredir adet görmeyen) bir kadında ortaya çıkan her türlü lekelenme veya kanama, aksi ispat edilene kadar ciddiye alınması gereken bir durumdur ve mutlaka bir jinekolojik onkoloji uzmanı veya jinekolog tarafından değerlendirilmelidir. Bu, bir damla kan bile olsa geçerlidir.
    • Menopoz Öncesi Dönemde: Adet dönemleri arasında yaşanan ara kanamalar, normalden çok daha şiddetli veya uzun süren adet kanamaları (menoraji) veya düzensiz kanama döngüleri de bir belirti olabilir.

Diğer, daha az görülen veya hastalığın ilerlediğini düşündürebilecek belirtiler şunlardır:

  • Anormal, sulu veya kötü kokulu vajinal akıntı
  • Pelvik bölgede (kasıkta) ağrı veya baskı hissi
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı
  • İstemsiz kilo kaybı

Bu belirtilerden herhangi birine sahip olmak kesinlikle kanser olduğunuz anlamına gelmez. Enfeksiyonlar, miyomlar, polipler veya hormonal düzensizlikler gibi birçok iyi huylu durum da benzer belirtilere yol açabilir. Ancak kural basittir: Özellikle menopoz sonrası anormal bir kanamanız varsa, bunu asla ihmal etmeyin ve derhal bir doktora başvurun.

Risk Faktörleri: Kimler Daha Dikkatli Olmalı?

Endometrium kanserinin gelişiminde hormonların, özellikle de östrojen hormonunun önemli bir rolü vardır. Vücutta, karşılanmamış (progesteron hormonu ile dengelenmemiş) yüksek düzeyde östrojene maruz kalmak, endometrium hücrelerinin aşırı çoğalmasını tetikleyerek kanser riskini artırır. Başlıca risk faktörleri şunlardır:

  • Obezite (Şişmanlık): En önemli risk faktörüdür. Yağ dokusu, vücutta fazladan östrojen üretir. Vücut kitle indeksi arttıkça, endometrium kanseri riski de katlanarak artar.
  • Hormon Replasman Tedavisi (HRT): Menopoz sonrası sadece östrojen içeren hormon tedavisi almak riski artırır. Bu nedenle rahmi olan kadınlarda mutlaka progesteron da tedaviye eklenir.
  • Hiç Doğum Yapmamış Olmak: Gebelik, vücutta progesteron seviyelerini artırarak koruyucu bir etki yapar. Hiç gebe kalmamış kadınlar daha uzun süre östrojen etkisine maruz kalır.
  • Geç Menopoza Girmek / Erken Adet Görmeye Başlamak: Adet döngüsünün uzun yıllar sürmesi, vücudun östrojene maruz kaldığı toplam süreyi artırır.
  • Polikistik Over Sendromu (PKOS): Düzensiz veya hiç olmayan adet döngüleri nedeniyle sürekli bir östrojen uyarısı ve progesteron eksikliği söz konusudur.
  • Diyabet (Şeker Hastalığı): Özellikle Tip 2 diyabet, endometrium kanseri riskini artırır.
  • Tamoksifen Kullanımı: Meme kanseri tedavisinde kullanılan bu ilaç, memede anti-östrojenik etki gösterirken, rahimde östrojen benzeri bir etki yaparak riski hafifçe artırabilir. Ancak ilacın meme kanserindeki faydası bu riskten çok daha fazladır.
  • Genetik Yatkınlık (Lynch Sendromu): Kalıtsal bir genetik sendrom olan Lynch sendromu, endometrium ve kolon (kalın bağırsak) kanseri başta olmak üzere birçok kanser riskini önemli ölçüde artırır. Ailede bu tür kanser öyküleri varsa genetik danışmanlık önemlidir.

Teşhis Süreci: Şüpheyi Ortadan Kaldırmak

Yukarıdaki belirtilerle doktora başvurduğunuzda, teşhisi doğrulamak için birkaç adım izlenir:

  1. Jinekolojik Muayene ve Ultrasonografi: Doktor, genel bir muayene yapar. Ardından transvajinal ultrasonografi ile rahmin iç tabakasının (endometrium) kalınlığı ölçülür. Menopoz sonrası dönemde bu tabakanın normalden kalın olması (genellikle 4-5 mm’den fazla) kanser şüphesini artırır ve bir sonraki adımı gerektirir.
  2. Endometrial Biyopsi (Doku Örneği Alınması): Kesin teşhis için patolojik inceleme şarttır. Endometriumdan doku örneği almanın birkaç yolu vardır:
    • Pipelle Biyopsi: Muayenehane koşullarında, anestezi gerektirmeyen, ince bir plastik kanül (pipelle) ile rahim içinden vakumla küçük bir doku örneği alınmasıdır. Oldukça basit ve hızlı bir işlemdir.
    • Dilatasyon ve Küretaj (D&C) ile Biyopsi: Pipelle yetersiz kalırsa veya rahim ağzı çok darsa, ameliyathane ortamında hafif bir anestezi altında rahim ağzı genişletilerek küret adı verilen bir aletle rahim içinden daha kapsamlı bir doku örneği alınır. Genellikle bu işleme histeroskopi (kamera ile rahim içinin görüntülenmesi) de eklenir. Histeroskopi, doktorun şüpheli alanları doğrudan görerek hedefli biyopsi almasına olanak tanır.
  3. Patoloji Raporu: Alınan doku örneği patolog tarafından mikroskop altında incelenir. Hücrelerin kanserli olup olmadığı, kanserse tipi ve derecesi (agresiflik seviyesi) bu raporla kesinleşir.

Kanser teşhisi konulduktan sonra, hastalığın yaygınlığını (evresini) belirlemek için MR (Manyetik Rezonans), Bilgisayarlı Tomografi (BT) veya PET-CT gibi ileri görüntüleme yöntemleri istenebilir.

Tedavi: Multidisipliner ve Kişiye Özel Yaklaşım

Endometrium kanserinin tedavisi, hastalığın evresine, kanserin tipine ve derecesine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre planlanır. Tedavinin bel kemiği cerrahidir.

  1. Cerrahi (Ameliyat): Endometrium kanserinin birincil ve en önemli tedavi yöntemidir. Ameliyatın amacı, kanserli tüm dokuyu vücuttan çıkarmak ve hastalığın gerçek evresini kesin olarak belirlemektir. Standart cerrahi, Total Abdominal Histerektomi ve Bilateral Salpingo-Ooferektomi (TAH-BSO) içerir. Yani, rahim, rahim ağzı, her iki tüp ve her iki yumurtalık alınır.
  • Ayrıca, hastalığın yayılımını kontrol etmek için karın içinden yıkantı sıvısı alınır ve şüpheli lenf bezleri çıkarılır (lenfadenektomi).
  • Günümüzde bu ameliyatlar, tecrübeli jinekolojik onkoloji cerrahları tarafından laparoskopik (kapalı) veya robotik cerrahi ile minimal invaziv yöntemlerle yapılabilmektedir. Bu, hastaya daha az ağrı, daha hızlı iyileşme ve daha iyi kozmetik sonuçlar gibi önemli avantajlar sunar.
  1. Radyoterapi (Işın Tedavisi): Yüksek enerjili ışınlar kullanarak kanser hücrelerini yok etmeyi veya çoğalmalarını durdurmayı amaçlar. Cerrahi sonrası, patoloji sonuçlarına göre hastalığın nüksetme riskini azaltmak için (adjuvan tedavi) veya ileri evre hastalıkta kullanılabilir.
  • Brakiterapi (İçeriden Işınlama): Ameliyat sonrası sadece vajinanın üst kısmına, nüks riskinin en yüksek olduğu bölgeye, özel bir aplikatörle radyoaktif kaynak yerleştirilerek yapılan, hedefe yönelik bir ışınlama türüdür.
  • Eksternal Radyoterapi (Dışarıdan Işınlama): Vücut dışındaki bir cihazdan tüm pelvik bölgeye ışın verilmesidir.
  1. Kemoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için damar yoluyla verilen güçlü ilaçlardır. Genellikle hastalığın ileri evrelerinde (rahim dışına yayıldığında) veya yüksek riskli, agresif tümör tiplerinde cerrahi ve/veya radyoterapiye ek olarak kullanılır.
  2. Hormon Tedavisi: Endometrium kanserlerinin çoğu hormon duyarlı olduğu için, progesteron benzeri ilaçlarla kanser hücrelerinin büyümesi baskılanabilir. Genellikle çok ileri evre hastalıkta veya cerrahi şansı olmayan, yavaş ilerleyen tümörlerde tercih edilen bir yöntemdir.

Sonuç: Bilgi, Cesaret ve Umut

Endometrium (rahim) kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı son derece yüksek olan bir hastalıktır. Bu süreçteki en büyük silahınız, vücudunuzun verdiği sinyalleri dinlemek ve özellikle menopoz sonrası herhangi bir anormal kanamayı asla göz ardı etmemektir. Unutma kanka, bu yolculukta yalnız değilsin. Modern tıp, kişiye özel tedavi seçenekleri ve multidisipliner yaklaşımlarla yanındadır. Korkularını ve endişelerini doktorunla, sevdiklerinle paylaşmaktan çekinme. Bilgi sahibi olmak, sürecin kontrolünü eline almanı sağlar ve korkunun yerini cesaret ve umudun almasına yardımcı olur.

+90 505 848 53 55

Telefon

Özel Aritmi Osmangazi Hastanesi

Ulubatlı Hasan Blv. No: 48-62, Osmangazi, Bursa

drdenizsimsek@gmail.com

E-Mail

Doç. Dr. Deniz Şimşek © 2025